Merhaba, ben Arda Yılmaz. Yıllardır kart ve korner pazarlarını sahada test ederim. Çünkü bu pazarlar liyakat ister; refleks değil, veri konuşur. Ayrıca oranlar sık güncellenir ve fırsat penceresi kısadır. Dolayısıyla hızlı ama planlı karar kazanım sağlar. Üstelik ana 1X2 hattına kıyasla gürültü daha düşüktür. Bu yüzden doğru filtreler ekstra değer üretir. Ancak ezbere yaklaşım zarar büyütür. Ben önce hikâyeyi kurarım, sonra sayıyı yerleştiririm. Böylece model yalnız kalmaz; bağlamla yürür. Sonuç olarak kararlarım daha sakin ve tekrar edilebilir olur.

Korner ve kart pazarları maçın mikro detaylarını ödüllendirir. Örneğin korner, ceza sahası girişleriyle artar. Kart ise tempo ve gerginlikten beslenir. Ayrıca hakem profili dengeleri değiştirir. Öte yandan skor, kanat tercihi ve şut profili de dalgayı büyütür. Ben aynı maçta bu dört unsuru birlikte izlerim. Ardından hattı, takımların ritmine göre tartarım. Böylece “istatistikten değere” köprü kurarım.

Veri ve metrikler: Ne toplanır, nasıl normalize edilir?

Önce temel alanı kur. Maç başına korner, korner farkı ve son beş maç formu. Ayrıca şut sayısı, hedefe şut ve ortalama saldırı yönü. Bununla birlikte topa sahip olma ve sahaya yerleşim de gerekir. Ben tüm veriyi 10 maçlık pencerede normalize ederim. Çünkü kısa pencere aşırı oynaktır. Uzun pencere ise formu kaçırır. Dolayısıyla 10 maç, çoğu ligde iyi bir dengedir. Ek olarak iç/dış ayrımını mutlaka ayırırım. Zira ev-deplasman davranışı çarpıcı biçimde değişir.

Kart tarafında iki kolon öne çıkar. Hakemin 90 dakikadaki ortalaması ve takım başına faul sayısı. Ayrıca agresif ikili mücadele yüzdesi ve baskı yüksekliği önemlidir. Bununla birlikte rakibin geçiş alışkanlığı kart riskini artırır. Ben bu tabloyu “kart ısı haritası” gibi okurum. Hangi kanatta düğüm var, önce onu görürüm. Ardından rotasyonu ve sakat listelerini eklerim. Sonuçta tahminim yalnız bir sayıya dayanmaz; çoklu sinyale yaslanır.

Hakem ve takım stili: Kartın tonunu kim belirler?

Hakem kartın ritmini belirler. Bazı hakemler diyaloğu tercih eder. Bazıları erken uyarı verir. Ben hakem ortalamasını maç bağlamına göre yeniden tartarım. Derbide yumuşak hakem bile sertleşebilir. Ayrıca erken sert faul eşik oluşturur. Bu eşik, sonraki düdükleri etkiler. Dolayısıyla dakikayı ve ilk kartı not etmek kritiktir. Ben 15. dakika civarında ilk sinyali ararım. Gerginlik yükselirse kart çizgisine yaklaşırım.

Takım stili kartı besler veya bastırır. Agresif pres, geç kalınan müdahaleyi doğurur. Yüksek hatta çıkan bekler risk alır. Ayrıca merkezde sert ikililer kart olasılığını artırır. Öte yandan düşük blok takımları faul sayısını düşürebilir. Ben stili rakip eşleşmesiyle tartarım. Pres-pres eşleşmesi kıvılcımı büyütür. Pres-düşük blok eşleşmesi ise oyunu bölgelere hapseder. Böylece kart dağılımı farklı akslara kayar.

Korner dinamikleri: Skor, kanat ve şut profili

Korner bir sonuçtur; süreç güçlü ise korner gelir. Önce şut profiline bak. Uzaktan şutlar seken top üretir. Kanattan bindirmeler çizgiye taşır. Ayrıca “cut-back” koşuları blok sayısını artırır. Ben haritada giriş bölgelerini işaretlerim. Sağ kanat mı ağır, yoksa sol mu? Buna göre tek taraf korner hattını severim. Çünkü yönlü üstünlük piyasa satırına sızmaz. Öte yandan ters ayaklı kanat, bekleri içe sürer. Bu durum çizgi koşularını tetikleyebilir.

Skor korneri doğrudan etkiler. Favori öndeyse tempo düşebilir. Deplasman gerideyse yüklenme artar. Dolayısıyla canlı piyasada skorun komutu büyüktür. Ben 0-0 giden maçta korner çizgisini sabırla beklerim. XG artıyor ve şut bloklanıyorsa alım yaparım. Ancak erken gol “under” fikrimi güçlendirir. Çünkü öndeki takım oyunu dondurur. Bu yüzden dakika değerle birlikte okunur.

Değer bulma: Hat, oran ve basit model

Hat iki kaynaktan doğar. Piyasa çizgisi ve senin beklenti çizgin. Önce beklenen korneri tahmin et. Ardından varyansı gerçekçi koy. Ben basit bir Poisson yaklaştırması kullanırım. Her takım için hücum ve savunma katsayıları üretirim. Sonra saha ve skor etkisini eklerim. Böylece maç için “toplam korner” dağılımı elde ederim. Hatla dağılımı karşılaştırır ve değer farkını bulurum. Fark kalınsa modele güvenirim.

Kartta “booking points” pazarını severim. Çünkü dereceli puan gerçekliğe yakındır. Örneğin sarı 10, kırmızı 25 puan gibi. Ayrıca ilk yarı-toplam ayrımı faydalıdır. Zira ilk yarı gerginliği farklı işler. Ben kartta hakem + stil + rekabet puanı oluştururum. Sonra bu puanı lig ortalamasıyla ölçeklerim. Hatla aradaki farkı yüzdeye çeviririm. Yüzde düşükse beklerim. Yüzde belirginleşince giriş yaparım.

Canlı bahis: Momentum, değişiklik ve tetikleyiciler

Canlıda hız kadar sabır da değerlidir. Önce momentum çizgisini oku. Ardından oyuncu değişikliklerini bekle. Taze kan kanadı canlandırır. Ayrıca set-piece uzmanı duran top kalitesini artırır. Ben bu sinyalleri üçlü eşik olarak kullanırım. xG trendi, köşe bayrağına giriş sayısı ve şut blok yüzdesi. Üçünden ikisi yükselince korner “over” ilgimi artar. Tek sinyalde ise uzak dururum.

Kartta tetikleyiciler daha keskindir. Erken sert faul, teknik alan gerilimi ve sözlü uyarı üçlüsü. Bu üçlü üst üste gelirse ilk yarı kart alımını düşünürüm. Ancak gol akışı farklı bir denge kurar. Skor kırılırsa tansiyon düşebilir. Bu yüzden kararımı dakikaya bağlarım. 35–45 arası risk ve fırsat yan yanadır. Ben o aralıkta agresif değil, seçici davranırım.

Bütçe, limit ve risk yönetimi

Bütçe, modelden önce gelir. Çünkü en iyi fikir bile yanlış ölçekte yıpratır. Ben her maç için tavan belirlerim. Tek kupona kasanın küçük bir yüzdesini ayırırım. Ayrıca parçalı girişler yaparım. İlk parça veri okumadır. İkinci parça teyittir. Üçüncü parça fırsat sarkması içindir. Böylece fiyat gürültüsü hasar vermez. Dolayısıyla sonuçlar daha istikrarlı kalır.

Limitler yalnız psikolojiyi değil, sürdürülebilirliği de korur. Özellikle canlıda düğme gecikmesini dikkate al. Bazı operatörler teklifi geciktirir. Ben bu erozyonu kronometreyle ölçerim. Gecikme yüksekse pazarı değiştiririm. Ayrıca “cash out” planını önceden yazarım. Kartta erken kırmızı ihtimali çıkarsa kısmî kapatma düşünürüm. Kornerde ise çok erken gol gelirse stratejiyi değiştiririm. Plan, paniği bastırır.

Kendi saha notlarım: İki kısa vaka, iki ders

Vaka 1: Derbi ve sert pres. Hakem ortalaması yüksekti. İlk 15’te üç sert faul gördüm. Teknik alan ısındı ve oyuncular gergindi. Ben ilk yarı kart üstüne küçük giriş yaptım. 28’de sarı, 41’de ikinci sarı geldi. Planı büyütmedim ve devrede kapattım. Ders belliydi. Üçlü tetikleyici güçlüyse erkenci ama ölçülü davran. Aksi hâlde maç dengesi hızla değişebilir.

Vaka 2: Deplasman favori geriye düştü. Kanat ısrarla çizgiye gitti. Şutlar bloklandı ve xG artışı sürdü. Ben toplam korner çizgisinde fiyat sarkmasını yakaladım. İkinci yarı ilk 10 dakikada dört korner geldi. Hedefe ulaştım ve pozisyonu azalttım. Ders şuydu. Skor defterini doğru okursan korner fırsatı büyür. Ancak gol sonrası planı mutlaka güncelle.

Sonuç ve kontrol listesi: İstatistikten değere giden kısa yol

Özetle kart ve korner pazarları bağlam ister. Veri tek başına yetmez. Hakem, stil, skor ve dakika birlikte düşünülür. Ayrıca pazarın arayüz dinamikleri önem taşır. Gecikme ve marj kararın gerçek değerini değiştirir. Ben bu yüzden önce hikâyeyi kurarım. Sonra sayı ile teyit ederim. Ardından ölçekli uygularım. Böylece modelim yaşayan bir sisteme dönüşür. Sonuç olarak duygudan ziyade süreç kazanır.

Kontrol listem kısadır. Önce veri: son 10 maç, iç/dış ve normalize değerler. Ardından hakem ortalaması ve stil çarpanı. Sonra skor senaryosu ve kanat yönü. Ek olarak canlıda üçlü tetikleyici: xG trendi, blok oranı, set-piece kalitesi. Son olarak ölçek ve çıkış planı. Bu beş adım sahada beni taşır. Seni de taşır. Çünkü düzen, bahis dünyasında en güçlü değerdir.